Dünyanın üç ayrı ve uzak ülkesinden… “Kırmızı Mektuplar”

70
Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar,

Dünyanın üç ayrı ve uzak ülkesinden…
“Kırmızı Mektuplar”

“Kişisellik bizim benliğimizin belirginleşmesine temel olan eğitim ve alışkanlıklarımızda yoktu. (…) Öyle inanırdık ki, yarınki dünya bizim dünyamız olacaktı. Yarınki dünya bize vaat edilmiş dünyaydı. Fazla olarak, bunun böyle olduğuna ve böyle olacağına da inanıyorduk.”

Şevket Süreyya Aydemir, (ilk anda “Suyu Arayan Adam” ve “Tek Adam” ile bilinen) yakın Türkiye tarihinin önemli olmasına karşın es geçilmiş bir yazarı, düşün insanı… “Yıllar yılı önce biz üniversitede aslında üç arkadaştık. Dünyanın üç ayrı ve uzak ülkesinden, üç ayrı kandan, üç ayrı genç insan” (s.67) olarak tanımladığı; Okul yıllarından bu yana hem çok sevdiği hem inandığı hem de güvendiği iki arkadaşıyla dünyanın, insanlığın gelişiminden sanatın kültürün katkısına kadar yaşamın her anından her alanından yazışıyorlar. Rus Pavel ile Çinli Li Ya-U aradan geçen zamana ve değişen dünya koşullarıyla birlikte düşüncelerine karşın hem sıcak hem içten hem de derinlikli gözlemlere dayanan yorumlar yapıyorlar.

Vaat edilmiş dünya…

Sovyetler Birliği’nde, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde bir arada bulunduğu arkadaşlarından aktardığı -girişte alıntıladığım- o vaat edilmiş dünya için Çinlisi, Hintlisi, Cezayirlisi, Mısırlısı bir ağızdan “ihtilalci” olduklarını ve hayalsiz, heyecansız ama gerçeği ve maddeyi konuşan işçileriyle bir dönemi anlatıyor. Şevket Süreyya’nın aktardıklarında, doğrudan ideolojik bir şey yok. Hem zaten değil mi ki, gençliğinde Turancı, hemen ardından komünist, ama sonra Kemalist biri ve düşüncesini sonuna dek savunmayı sürdürüyor.

Gözlerde açlığın izleri…

İlginç bir saptaması var: “Başka ülkelerdeki başka üniversitelerin günlük konuları, kadın, meyhane, kumar kavgaları, bizim üniversitenin kapılarından içeri girmezdi” diyor. Okula yeni gelenlerin gözlerindeki doyurulması güç açlığın izlerini anlatıyor. Kişiler ve yaşadıklarından öte teoriler, doktrinler, dünyayı sarsan olaylar, çatışmalar üzerinde durduklarını, her ne yapıyorlarsa daha güzel bir dünya için olduğunu söylüyor. Öğrenciyken çıkan Birinci Dünya Savaşı’na zorunlu katıldıklarını; “o kendi ülkesinde, ben de kendi ülkemde ve galiba aynı yaşta orduya alınmıştık” diye yazıyor. Pavel’i kitaplık soyarken yakalayan Albay, “Eksik kitapları seçiyorsun oğlum. Evet, matematik de lazım, fizik de. Ama insanoğlunun bilgileri yalnız bunlardan ibaret değil” diyor ve “Roma’nın Çöküşü ile Hıristiyanlığın Doğuşu kitaplarını öneriyor. Pavel, öğrenimine asıl o albayın uyarısıyla başladığını söylüyor.

Çok şey değişti…

Tamam, aradan geçen yüz yılda çok şey değişti. Sıcak, soğuk savaşlar yaşandı; devrimler, darbeler oldu; gelişen teknolojiyle birlikte yaşam kalitesi yükseldi. Buna da bağlı olarak teoriler, doktrinler tarihin karanlık sayfalarına gömüldü. Ancak bizim bu yaşananlardan, bu anlatılanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Günümüz gençliğinin empatiden uzak, alabildiğine bireyci oluşunu aşmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de geçmişten gelen deneyimleri değerlendirmenin gerekliliğine inanıyorum.

Hayal kurmazsınız…

Liderlik önceden görmek demekse, “Dünü tartışıyor, bugünü yazıyorduk. Ama yarın? Evet yarın bir muamma, bir bilmeceydi. (…) Yarın artık silahlar değil, toplumlar ve onların nizamları çarpışacaklardı” (s. 37) cümlesi belirleyici. Aydemir, ilk kez 1979 yılında basılan “Kırmızı Mektuplar”da, özellikle Çinli arkadaşlarını anlatırken, bugünü görmüş olabilir mi? ABD ile Çin arasında gelişmekte olan ve savaşa ramak kalan çekişme sadece iki (büyük) ülkenin sorunu olarak kalabilir mi? Bütün dünyayı etkileyecektir. Çin’in tarihten gelen ve bağnazlığa izin vermeyen yapısıyla felsefe kültürünün belirleyici olacağını görmesi çok önemli. Bugün baktığımız zaman, Şevket Süreyya’nın, kitabının son cümlesi “önümüzdeki yüzyıl, acaba gerçekten bir ‘Çin yüzyılı’ olabilir mi” bir kez daha düşünmemizi sağlıyor.

  • Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar
  • Şevket Süreyya Aydemir
  • Remzi Kitabevi
  • Temmuz 2020
  • 150 sayfa
Önceki İçerikRomancı-Senarist Piraye Şengel seçti: Günün kitabı
Sonraki İçerikRomancı-senarist Piraye Şengel seçti: Günün kitabı

Cevapla

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz