Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Gümülcine Sancağı’na bağlı Eğridere’de doğdu. Düşüncelerinden, yazıları, şiir ve romanlarından dolayı hakkında birçok dava açıldı. Hapishanelere tıkıldı. Çareyi Bulgaristan’a kaçmakta buldu. Ama ne var ki kaçma girişimi sırasında güvenerek, kendisine rehberlik etme izni verdiği Ali Ertekin tarafından 2 Nisan 1948’de Kırklareli’de kimine göre başına sopayla defalarca vurularak, kimine göre başı taşla ezilerek öldürüldü.
Aziz NESİN Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim isimli kitabında Sabahattin Ali’nin öldürülmesiyle ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün, katil Ali Ertekin’in Sabahattin Ali’yi öldürmüş olduğunu itiraf etmiş olmasına rağmen, olayı basına ya da başka hiç kimseye duyurmamaya çalıştığını anlatıyor. Önce Sabahattin Ali’nin yakın arkadaşları savcılığa çağrılmış, Ali’nin cesedinin üzerinden çıkan kanlı eşyaları gösterilmiş ve bunların kime ait olduğu sorulmuş. Olay bu şekilde teyit edilmeye çalışılmış.
Aziz NESİN anlatıyor:
“1948 Mayıs’ının bir günü, evime gelen polis savcılıktan istendiğimi söyledi.
Gittim.
Savcı, bir paket içinden ince, altın çerçeveli bir gözlük çıkardı. Gözlüğün çerçevesi ve camları kırıktı.
─ Bu gözlüğün kime ait olduğunu biliyor musunuz? dedi.
Hemen tanımıştım… Sabahattin ALİ’nin gözlüğü… İşin iç yüzünü anlayamadığım için, belki yanılabilirim diye,
─ Bilmiyorum, dedim.
Savcı bu sefer paketten bir dolmakalem çıkardı.
─ Bu dolmakalem kimin biliyor musunuz?
-Bilmiyorum.
Önce kana bulaşmış Puşkin’in Almanca bir kitabını, sonra yeşil mürekkeple yazılmış bir defter gösterdi. El yazısını görünce,
─ Bu yazı Sabahattin ALİ’nin, dedim.
─ Hep yeşil mürekkep kullanırdı. El yazısını da tanırım…
Savcı; açık kahverengi, damalı spor kumaştan ceket ve golf pantolonunu gösterdi. Elbise kan içindeydi. Çok iyi bildiğim Sabahattin’in elbisesiydi.
─ Sabahattin’in elbisesi, dedim.
Ağlamaya başladım…
Savcı ağladığımı görünce açıkladı:
─ Bulgaristan sınırında köylüler bir ceset bulmuşlar, üstünden bunlar çıkmış. Sabahattin Ali’nin olduğu tahmin edildi. Yakın arkadaşlarına eşyalarını gösterip soruyoruz…
─ Bir cinayet mi? diye sordum.
─ Henüz hiçbir şey bilmiyoruz, dedi.
─ Başına odunla vurulup öldürüldüğü söyleniyor. Tahkikatın selameti açısından, bundan kimseye söz açmamanızı rica ederim…”
Nesin, kimseye söz açmadı ama kısa sürede tüm Türkiye ve daha sonra dünya duydu…
Aldırma Gönül’ün, Leylim Ley’in devrimci şairi; Kuyucaklı Yusuf’un, İçimizdeki Şeytan’ın, Kürk Mantolu Madonna’nın ve daha birçok muazzam eserin yazarı, şairi… Sabahattin Ali, öldürüldüğünde henüz 41 yaşındaydı.
Komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Sabahattin Ali, bir toplantıda okuduğu şiirle Atatürk ve İsmet İnönü’yü eleştirdiği iddiasıyla 22 Aralık 1932’de tekrar tutuklandı. 10 ay süren tutukluluğunun ardından Cumhuriyet’in 10’uncu kuruluş yıl dönümü sebebiyle ilan edilen genel aftan yararlanarak serbest kaldı.
Sabahattin Ali’nin hapse atılmasına neden olan şiir;
Hey ana vatandan ayrılmayanlar
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi olukla akan o kanlar?
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
Asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
Köylünün elinde var mı sabanı?
Sıska öküzleri dirilmiş midir?
Cümlesi beli der enelhak dese
Lâlâ taparlar mı koca terese?
İsmet girmedi mi hâlâ kodese?
Kel Ali’nin boynu vurulmuş mudur?
Bu ve benzeri birçok gerekçeyle defalarca hapse atıldı Ali daha sonraları da…
Eski bir subay olan Ali Ertekin Sabahattin Ali’ye rehberlik edecekti. Ordudan ihraç edilmişti. Nedeni ise hırsızlık; silah çalmak suçundan ordudan ihraç edilmişti. Hırsızdı katil de oldu…
Cinayeti milli duygularla işlediğini belirtti Ertekin kısa bir süre yattıktan sonra salıverildi. Yargının güvenilmezliğine bir neden daha oluşturdu yargı, o yıllarda.
Birçok şarkıya söz oldu şiirleri Ali’nin: Aldırma Gönül (Edip Akbayram), Leylim Ley (Zülfü Livaneli), Çocuklar Gibi (Sezen Aksu), Göklerde Kartal Gibiydim (Volkan Konak), Ben Gene Sana Vurgunum (Nükhet Duru), Benim Meskenim Dağlardır Dağlar (Sezen Aksu), Geçmiyor Günler (Ahmet Kaya) vb.
Kuyucaklı Yusuf’un, İçimizdeki Şeytan’ın, Kürk Mantolu Madonna’nın vb. yazarı…
Bugün ölüm yıldönümü. Saygıyla anıyoruz.