Günün Kitabı: Raziye
Melih Cevdet Anday
Melih Cevdet Anday Ekim 1976’da günlüğüne şunları yazmıştı: “Raziye’yi baştan yazmak istiyorum. Dayının, yeğenin kişiliklerinde birçok memleket suretini ele alabilirmişim meğer onları karşılaştırarak. Ama bunu yapacağım. İkinci baskı için kafamda birçok sayfalar var. Şimdi onların birçoğunu şu anda kaleme alabilirim. Ama bunu, kitabın ikinci baskısı hazırlanırken yapacağım. (…) Nerden, nasıl bulacak yeni yazılmış sayfaları? Bulsa da gereğini kavramaz belki. Ama bu ikinci baskılar yazarda, bütün yazarlarda değişiklik, ekleme yapmak hevesi uyandırır sanıyorum. Uyandırmak. Yazılarımızı taşların üzerine kazısak, onlara son biçimlerini vermek için belki daha titiz davranırdık.” Raziye’nin bu baskısı “Nerden, nasıl bulacak yeni yazılmış sayfaları?” sorusuna yanıt verecek şekilde hazırlandı.
— Arka kapak —
Bir çingene kızının kendini arayışı ve sonunda özüne dönüşü
…
Anday’ın Raziye romanı temel olarak üç karakter etrafından şekillenir. Devrimci bir genç olan Yeğen karakterinin güneyde bir sahil köyünde yaşayan Dayı’nın yanına sığınması sürecinde yaşadıklarını daha sonraki yaşlarda bir günlük tutar gibi anlatmasını konu edinen roman, Vedia/Raziye, Dayı ve Yeğen karakterlerinin birbirleriyle ve köylülerle ilişkileri üzerine kurulur. Burhan Günel’in (1995) tanımlamasıyla Raziye, “Bir çingene kızının kendini arayışı ve sonunda özüne dönüşü”nü anlatan bir romandır (s. 71). Vedia, Dayı’nın evlat edindiği kızıdır ve roman içerisinde sürekli doğal oluşu ile dikkat çeker. Mehmet Can Doğan’ın (2012) ifadeleriyle “Vedia yerleşik olanın karşısında doğal ve yaban olanı simgeler” (s. 276). Vedia’nın doğallığı anlatıcı yani Yeğen tarafından da bu ve benzeri şekillerde açıkça vurgulanır: “Gerçekten de bu kızdaki doğallık, saflığın çok üstünde bir vakar ve üstünlük anlamı taşıyordu” (Anday, 2012, s. 26). Romanda özellikle anlatıcı tarafından Vedia’nın doğal oluşunun ona bir sıradışılık kazandığı vurgulanıyor. Bunun yanı sıra Doğan (2012) anlatıcının “Vedia’yı ilk gördüğü andan itibaren doğal bir varlık şeklinde tasarladığı”nın onun şu ifadeleriyle görülebileceğini belirtir: “Sakladığı, istemeden olsun sonraya bıraktığı bir şeyi yoktu, deniz gibiydi, ne yandan bakarsan bak, deniz, öncesi sonrası olmayan” (s. 274). Anlatıcının ifadelerinden de anlaşılabileceği üzere Vedia, roman boyunca doğayla özdeşleştirilir ve kızın doğalı yansıttığı belirtilir. …[*]
[*] Doğa-Kültür Çatışması Bağlamında Melih Cevdet Anday’ın Raziye Romanı’nın İncelenmesi, Hatice Kübra Akgöz, Dr. Armağan, UNI 112-13, 10 Haziran 2015