Adetim üzere yaz-kış akşam saat 10.30 dedi mi yatarım. Bu gece bi uyandım, görebildiğim kadarıyla evlerin pencereleri ışıklı, herkes uyanık çünkü ramazan ramazanın özelliği sahura kadar oturulur. Gene halk arasında söylenir “Ramazan karnı kazan, gece ye gündüz uzan” nerede eski ramazanların coşkusu, akşamları biz çocukların sokakta iftar topunun patlamasını bekleyip koşup özenle hazırlanmış sofralara oturuşumuz güzel anılardı. Ama şimdi o etlisi sütlüsü, tatlısı olan zeytin ve hurması eksik olmayan sofralarımızı, ekonomik durumumuzun da engellediği o görkemli ramazan sofralarını hikaye olarak anlatacağız gelecek kuşaklara…
Hop hop koronavirüs’ü unuttun gene daha sona gelinmedi, gevşeme dur, korunma yöntemlerini elden bırakma, vücut direncini korumayı elden bırakma daha ben dünyayı kasıp kavururken, can almaya devam ederken hiç kimsenin konuşması, yazması, anlatması, eylemleri hatta hikâyesi koronasız olamaz.
Bak bugün çok bedeller ödeyerek elde edilen 1 MAYIS işçinin emekçinin bayramı; her zaman olduğu gibi iktidarın da isteği üzere “korona bahane her şey şahane” diyerek hafta sonu sokağa çıkma yasağı ile birleştirilerek yasaklandı. Biliyorsunuz değil mi? emeği ile geçinen biz işçilere yasak yok çalışıyoruz. Oysa koronayı dikkate alarak gerekli mesafeyi koruyarak “dünyayı bizler yaratıyoruz emeklerimizle güzelleştiriyoruz” diye sesimizi duyuracak, dünya işçileriyle el ele kutlayacaktık; 1MAYIS emeğin bayramını. Olsun demokrasilerde çare tükenmez. 1MAYIS günü akşamı herkes evinin camından, penceresinden, balkonlarından marşlar söyleyecek, şarkılar, türkülerle, gönül birliğiyle kutlayacağız şen şakrak tarih yazacağız, Ülkemizde sözler, istekler, yüreklerimiz gene görkemli, gene birlikte, gene aynı coşkuyla çarpacak alkışlar arasında 1MAYIS akşamı balkonlarda.
Yazıya dalmışım bugün 1MAYIS değil mi? Karşı inşaatta işçiler çalışıyor da… Bayram geldi neyime çocuklar ekmek bekler anam anam garibem, kan damlar yüreğime anam anam garibem…