5. Kent Araştırmaları Kongresi

59
5. Kent Araştırmaları Kongresi

5. Kent Araştırmaları Kongresi

7-8-9 Ekim’de “Kentleşme ve Yaşam Kalitesi” konusunun ele alınacağı 5. Kent Araştırmaları Kongresi için kayıtlar devam etmektedir.

Kongre online gerçekleştirilecek olup katılım ücretsizdir.

Kayıt için: https://kentarastirmalari.org/icus202 0/kayit/

 


Çağrı Metni

Gezegensel kentleşmenin herkes tarafından tartışıldığı bugünlerde, kentlerdeki problem alanları giderek genişlemekte ve daha da derinleşmektedir. Kentleşme süreçlerine yön veren ekonomik tercihler genişleyen ve derinleşen problemlerin esas zeminini oluştururken, karar vericiler tarafından üretilen kentleşme politikaları da bu tercihleri çoğu durumda gerçekleştirilebilir kılmaktadır. Bu çerçevede günümüz kentlerinin karşı karşıya olduğu çıkmazların çözümünde ‘hak’ temeline dayanan yaşam kalitesi yaklaşımlarının ortaya konması önemli bir başlangıç noktası oluşturmaktadır.

Bir yanda sürdürülebilir ve dirençli kentler, akıllı ve yaratıcı kentler gibi yeni kavramsal çerçeveler ile kentlere yeni anlamlar ve misyonlar yükleme arayışları sürerken, diğer yanda neoliberal politik ekonominin boyut değiştiren krizleri ile en temel kentsel hizmetlerin nitelikli sunumunun ve adil erişilebilirliğinin sağlanması dahi gerçekleştirilebilmiş değildir. Bunlara paralel yine neoliberal kentleşme süreçlerinin sonuçları olarak karşımıza çıkan iklim değişikliği, kaynakların verimsiz kullanımı, afet riskleri, salgın hastalıklar ve kitlesel göç gibi olumsuzluklar; artan işsizlik, yoksulluk, yoksunluk ve anti-demokratikleşme süreçlerine eklemlenerek kentleri problemler sarmalına dönüştürmüştür.

Kentlerde ve hatta kırsalda yaşanabilirliği kısıtlayan bu sürecin karşısında ‘yaşam kalitesi’ meselesi farklı boyutları ile ele alınması ve üzerinde derinlikli düşünülüp, tartışılması gereken bir konudur. Her ne kadar Birleşmiş Milletler gibi uluslararası çatı kuruluşlar kentlerin ve toplumların ortak geleceği için yaşam kalitesini artırmaya yönelik birtakım kriterler ortaya koysa da, bu kriterlerin dünya kentlerinin pek çoğunda bir karşılık bulamadığı açıktır. Toplumlararası gelişmişlik düzeylerini tespit etmenin ve kıyaslamanın ötesine geçemeyen bu tür nesnel ölçütler ile yaşam kalitesinin artırılmasını sağlayacak politikalar ve yaklaşımlar çoğu durumda göz ardı edilmektedir. Bununla birlikte nesnellikten uzaklaşamayan bu kriterler; bağlama, yapısal özgün koşullara, toplumlararası ve toplum içi farklılıklara, kültürel çeşitliliğe ve en önemlisi gündelik yaşamın kendisine ve bileşenlerine herhangi bir atıfta bulunmamaktadır.

Yaşam kalitesinin yükseltilmesi için benimsenecek yaklaşımın, üretilecek politikaların ve uygulamaların ‘hak’ esasına dayandırılması bir tercih olmaktan çok gereklilik haline gelmiştir. Deneyimlenen süreç göstermiştir ki; toplumsal tabanda ortaya çıkan ve giderek yayılan kent hakkı arayışı sadece kentsel hizmetlere erişimi değil, aynı zamanda insanlığın ortak geleceğini güvence altına alabilmek adına tüm kentleşme süreçlerinin doğal bir parçası olmayı talep etmektedir. Bu bağlamda sadece karar vericilerin ve belli toplumsal grupların güdümünde değil, profesyonellerden kentlilere toplumun tüm paydaşlarının yer alabildiği, denetleyebildiği, hesap verebildiği ve hesap sorabildiği bir süreç organizasyonunun sağlanması yaşam kalitesinin artırılmasında başlıca unsurlardır. Öyle ki kentsel hizmetlerin sunumunun sağlanmasında da bu unsurların gözetilmesi; nitelikli, adil, toplumsal farklılıkları ve gerçek ihtiyaçları gözeten, çevreye ve kaynak verimliliğine duyarlı ve nihayetinde katılımcı demokrasi ile tasarlanan ortak bir geleceğin zeminini inşa edecektir.

5. Kent Araştırmaları Kongresi ‘Kentleşme ve Yaşam Kalitesi’ başlığı altında; kentlerin ve kentleşme süreçlerinin problemli mevcut yapılarının tespitinin bir adım ötesine geçebilmeyi, yaşanabilir kentler için yeni ele alışları tartışmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda evrensel kriterler ile yapılan tespitler yerine; yapısal koşulları ve gündelik yaşamı bir arada farklı boyutları ile birlikte ele alan, yukarıdan aşağı üretilen bilgi yerine toplumsal tabanda üretilen bilgi ve talepler çerçevesinde yaklaşımlar sunan çalışmaları hep birlikte tartışmak ve üzerinde düşünmek üzere sizleri de kongreye bekliyoruz.

Önceki İçerikCansu Özge Özmen seçti: Günün kitabı
Sonraki İçerik6. ARED Ödülleri’20

Cevapla

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz