Sahaf Ragıp Efendi diyor ki…
Pandemi boyunca neredeyse tüm edebiyat dergileri ve kitap eklerinin birbirini andıran sayfaları “Veba” ve “Venedik’te Ölüm” gibi kitapları gözümüze sokup durdular. Bizim olduğundan derin görünen köşe yazarları da çok sever bilineni göze sokmayı. Okuyucu da bunlar ne yazsa okur, sesini çıkarmaz. Öyle ya koskoca derginin demirbaş yazarı bir şeyler yazıyorsa vardır elbet bir bildiği!
“Odamda Yolculuk” adlı kitabın bulaşıcı hastalıklarla ilgisi yok. Maistre, 42 günlük bir oda hapsinde yazmış bu kitabı. Sevgili Oğuz Demiralp, Cumhuriyet Kitap Eki’nin 21 Mayıs 2020 tarihli 1579’uncu sayısında bu kitaptan bahsetmiş. Bahsetme nedeni ise tabii ki hepimizin pandemi sebebiyle evlere hapis olması. Sevgili Oğuz Demiralp gündeme uygun olacağını düşünerek ev hapsinde yazılan bu kitaptan bahsetmeye karar vermiş olmalı. Ehh iyi de yapmış…
Fakat kitabı ve yazarını iyi bilen biri olarak Oğuz Bey’in bu yazısını okurken yüzümü buruşturmaktan kendimi alıkoyamadım. Gelelim yazının bende teessüre neden olan bölümlerine.
“Xavier bir kabahati nedeniyle 42 gün ev hapsi alır.” demiş Oğuz Bey. Yazarı tanımasam bu kabahatin ne olduğu hususu kafamı kucalayabilirdi. Neyse ki Maistre’nin bir düello yüzünden bu cezayı aldığını biliyordum. Oğuz Bey’de iyi araştırmış olsaydı okuyucunun merakını giderecek bu bilgiye ulaşırdı diye düşünüyorum. Biliyorsa da bunu belirtmemesi kendi kabahatidir.
“Jules Verne’nin 80 Günde Devr-i Alem yapıtını biliriz. Xavier’inkine de ’42 Günde Devr-i Hanem’ diyebiliriz.” demiş yine Oğuz Bey! Tabii ne yapsın illa bir şeye benzetecek, özgün bir şey olma ihtimali yokmuş gibi. Bu kafa yapısı “Balkanların Gorki’si”, “İtalyan Kafkası” gibi benzetmeleri uydurmadı mı zamanında!
İşte Oğuz Bey’in yazısının en şaşırdığım yerine geldik şimdi.
“Xavier 42 günün oda gezisini tamamlamaya yetmediğini söyler. Onu içeri tıkanlara aklından nanik yapar.”
Aklından nanik yapmak!
Ahhh, bu cümle nedir? Aklından nanik yapmak! Bak hele! Aman ne laf…
Hemen her hafta kitap ekindeki sayfasında kelimeleri özenle seçtiği gözden kaçmayan Oğuz Bey nasıl oluyor da böyle bir cümle kuruyor hayret.
Nanik nedir efendi.
Siz ki “Biçem” yazıp yanına parantez içinde “Üslup” diye belirtecek kadar kelime meraklısısınız!
Neyse efendim.
Son olarak Maistre’den bahsederken yazı boyunca “Adamımız” demesi de pek nahoş! Niçin “Adamımız” oluyormuş canım!
Yazı baştan ayağa arızalarla dolu. Hepsinden bahsedecek değilim.
Yine beni huysuz bulmayın!
Yoksa hepinize aklımdan nanik yaparım haa!!