Bu sabah pencereyi açtım, esen sabah rüzgârında baharın kokusunu aldım. Ta içimin derinliklerinde duydum, beni mutlu eden bu güzel kokuyu. Çevreyi pembe erguvanlar, beyazlar giymiş meyve ağaçları, yeşillenmiş bahçeler, gülen bulutlar süslüyor ve cıvıldayan kuş sesleri baharın geldiğini müjdeliyor bizlere.
Tam da baharın güzelliğini tadacakken nereden çıktı bu korona virüs? Bize arkadaşlarımızı, toplantılarımızı unutturduğu gibi güzellikleri görmemizi de engelledi. Doğru haber alamıyoruz, duyamıyoruz. Senin anlayacağın beş duyumuzu bile köreltti.
Ne olur korona; sevinçlerimize, hayallerimize, gülüşlerimize dokunma. Evimizi temizliyoruz, ellerimizi temiz yıkıyor, üst baş temizliğine daha titiz davranıyoruz beslenmemize daha bi dikkat ediyoruz. Ama maske, eldiven, naylonlarla çevreyi kirletmemiz aşikâr. Geri dönüşümler unutuldu. Çöplüklerde kağıt ve naylonların uçuştuğunu görüyorum sanki. Sokağa çıkma yasakları var ben 24 yaşında olduğum için beni engellemiyor ama evde kal çağrısına uymak yasak olduğu için zorumuza gidiyor, evde oturma alışkanlığım olduğu halde yasak denildiği için sokaklara çıkasım geliyor, kırlara çıkıp salıncak kurup sallanasım geliyor, çocuklar gibi koşup oynamak bağırıp çağırmak istiyorum, ip atlamak top oynamak kahkahalar atmak istiyorum.
Bir de evde kalmak tam da bana göre diyorum, bol bol okuyup yazıyorum. Bunu yapamayanlar var, örneğin karşı inşaatta işçiler; sabah 7 akşam 7 çalışıyor, sokağa çıkma yasağı onlar için değil, onlar evin üstünde ana direkleri yapıyorlar sokağa çıkmıyorlar ki, işverenin emrindeler, korona da onlara dokunmaz değil mi? Ne yapsınlar, çocukları ekmek bekliyor, ev sahibi kira bekliyor, elektrik, su parası, telefon parası bu gerekçelerden ötürü hasta olmayı da göze alarak çalışıyorlar. Ya sağlık çalışanları her şeye rağmen büyük risk altında olduklarını bile bile büyük özveriyle çalışıyorlar. Alkışlamamız gerek bu özveriyle çalışan insanları. Ödüllendirmemiz gerek.
“Yaşamayı öylesine ciddiye alacaksın ki
Kolların arkadan bağlı, sırtın duvarda
Yahut kocaman gözlüklerin
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
İnsanlar için ölebileceksin
Hem de yüzünü görmediğin insanlar için
Hem de kimse seni buna zorlamamışken
Hem de hayatta en güzel
En gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.”
Bir yandan Savaşlar sürüyor Libya da, Suriye de, bir yandan işsizler çoğalıyor, bir yandan ihaleler sürüyor, yapılacak işler var bu işin gücün arasında hastalığın daha çok yayılmaması için tedbir almak zor. Mecburen koronadan dolayı meclis de tatile girdi, kapalı, hasta sayısı her gün artıyor, hastaneler hastalarla dolu, ölenlerin sayıları artıyor işi zor devletin hapiste olanlardan bazılarını meclisin muhalefet etmesine rağmen çıkardı, daha ne yapsın çıkarılanlar da durmuyorlar ki, çıkar çıkmaz cinayet işlediler bu arada yanlış yasalar paketler meclisten geçti şaşırıp kaldık. Herkes kendi derdinde.
Çare mi? Çare Allahtan… Bulabildiğini ye. Sonra da evde kal sağlıklı kal.
Neboş 2020