İpek Mursaloğlu sergisi: Yansıma
Resme her bakışta bir başka ayrıntı yakalıyor ve değişik bir anlam çıkarabildiğimiz içindir ki duvarlarımıza asıyoruz. Yapıtın soyut olması gerekmez, natürmort da portre de aynı sonuca ulaştırır… Resmin durduğu yer (güneşli, gölge, ışığı bol, havadar) kadar sizin durumunuz (neşeli, gergin, sıkıntılı, çözümsüz)da belirleyicidir resmin anlattıklarında.
Covid-19 pandemisiyle birlikte hemen tüm kültür sanat alanları kapılarını izleyicilere kapattı. Görece küçük ekranlardan, detayına kadar inceleyebildiğiniz sitelerin sayfalarından daha bir farklılık yakalamaya çalıştık, belki yeni yorumlar ürettik, yeni anlamlar yükledik çerçevelere.
Sanat ayakta tutar
Pandeminin hızı düşmese de egemen erkin “yeni normal” dediği süreçte tiyatrolar perdelerini, sinemalar salonlarını, galeriler sergilerini açmaya başladı. İlginin giderek arttığını, sanat kültür etkinliklerine katılanların korunma koşullarına uyduklarını söylemek mümkün. Keşke koşullar elverse de daha çok sergiye, konsere, filme gidebilsem…
Güzel gözlü sergi…
Kelimat Sanat Galerisi, Koşuyolu’nda oluşu, yürüyerek ulaşım imkanı vermesi nedeniyle bu 
sezonun ilki oldu benim için… İpek Mursaloğlu’nun “Yansıma” adlı sergisi, bir bakışla tam da günümüzün izdüşümü. Devekuşu çalışmış ressam, her biri farklı. Cam üzerine çalıştıkları çok keyifliydi doğrusu. Mursaloğlu, “o güzel gözlerle etrafa bakmak ve mutlu olmak üzere başını kuma gömmek” ile tanımlıyor devekuşunu. Bana ise tam da bizim toplumumuzu çağrıştırdı. Yetkililerin ve ilgililerin yana yakıla maske takın, mesafe bırakın çağrılarına karşın temizliğe dikkat etmeyen, bırakın mesafeyi daha bir iç içe yaşayan, meşke takmaktan kaçınan insanları gördüm o devekuşlarında. Dün açılan sergiyi gezerken düşlediklerimle bugün yazarken aklıma gelenler çok farklı muhakkak ki. Yarın bir şekilde aklıma düşecek ve bambaşka bir anlam bulacağım… Uygun bedelle satılan (Galerinin yöneticisi Hüseyin Emiroğlu, sanatçının duyarlılığına teşekkür etti) resimler muhakkak ki, herkese başka güzellikler aşılayacaktır.
Güzeli üretmek…
Sanat sadece estetiğiyle değil yüklendiği mesajlarıyla da güzeli, iyiyi, doğruyu üretir. Resim (burada konumuz resim olduğu için, yoksa sanat) kültürle de ilgilidir, doğal olarak da kendince anlamlar yüklenmesine olanak tanır. Duygusal bir dünya yaratır.
Cesaret, cesaret…
İpek Mursaloğlu, cesareti nedeniyle de sembol olarak seçtiği devekuşu resimlerini çalışırken, insanların aklından geçen o “kafasını kuma gömme” konusunu bir kez daha gündeme taşıyacağını tabii ki biliyordu. Devekuşu da bilir ki, başını kuma gömmekle hiçbir şeyden kurtulamayacaktır. O kocaman cüssesini göstermek zorundadır. O zaman izleyici ile bir iletişim kuracak ve var olanı değiştirmeye zorlayacaktır. Sanatçının sembolleştirdiği ve umduğu cesaret elden ele, gönülden gönle büyüyecektir. Kanadı olsa da uçamayan devekuşuna inat, resmi seven izleyici o resimle birlikte uçacaktır.
Ressamın bir diğer cesareti ise bazı çerçeveleri ters asması… Devekuşu başını kuma gömdüğünde dünyanın ters ya da düz olması o kadar önemli mi? Hem yenilik olmaz mı duvarınızda bir süre tersinden izlemek? Ayrıca yeni yorumlara da açık olacaktır.
Keyfini çıkarmanız dileğiyle…
- Yansıma
- İpek Mursaloğlu
- Resim sergisi (8-30 Eylül 2020)
- Kelimat Sanat Galerisi
